Kabakulak genellikle çocuklarda görülen ve virüs kaynaklı ortaya çıkan bir hastalıktır. Tükürük bezlerinin enfeksiyon kapması ve burada büyümesi sonucu ortaya çıkan kabakulak, boğazdan yanaklara doğru şişlikler oluşturur. Bulaşıcılık oranı yüksek olan bu hastalık sözü konu olan tükürük bezlerinin hemen arka alt bölgesine gerçekleştiği için kabakulak olarak adlandırılmıştır.
Bir RNA virüsü olduğu bilinen kabakulak, basit bir çocuk hastalığı olarak bilinse de bulaşıcı olması nedeni ile yetişkinlerde de görülebilmektedir ve ilerleyen yaşlarda bu hastalığa yakalanılması riskli bir durumdur. Genellikle kış ve bahar aylarında artış gözlenmekle birlikte sıklıkla 5-10 yaş arası bireylerde görülmektedir. Organda yer ederek bulaşma işlemini gerçekleştirebileceği tek tür insan olduğu için tükürük bezlerinde şişme görüldüğü günden itibaren kabakulak geçiren kişi en az 9 gün oyunca steril bir ortamda insanlardan uzak bir şekilde iyi bakılmalıdır. Ağır komplikasyonlar gelişmediği sürece kendiliğinden iyileşen bir hastalıktır.
Kabakulak hastalığının kökeni incelendiğinde paramiksovirüs ve rubulavirüs ailelerine bağlı bir RNA virüsü olduğu için ortaya çıkmasına da bu virüsler neden olur. Bahar aylarında ortaya çıkma ve bulaşıcılık oranı yüksek olan bu hastalık, çocuklarda önemi belirtilen yaşlarda kabakulak aşısının yapılmaması sonucu bu enfeksiyona karşı vücudun direnç gösterememesi nedeniyle de olabilmektedir. Kabakulak hastalığını bir kere geçiren kişilerin yaşamları boyunca bu hastalığı bir daha geçirme riski taşımamaktadırlar. Çünkü vücut artık bu virüse karşı bağışıklık kazanmış olmaktadır.
Kabakulak için genellikle belirtilen benzer olsa da bazen kişiden kişiye değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin; çoğu kişide sıklıkla tükürük bezlerinin şişlik yarattığı durum her iki yanak bölgesinde olurken bazı kişilerde sadece tek taraflı şişme yaşanmaktadır. Yetişkinler ve çocuklarda hemen hemen aynı belirtiler gözleniyor olsa da yetişkin yaşta kabakulak hastalığına yakalanan kişilerin çeşitli komplikasyonlar yaşama riski çok daha fazla yüksek olmaktadır.
Belirtilerin kişilerde ortaya çıkması 2-30 gün aralığında olmakla birlikte bazı kişilerde hiç belirti görülmeyebilir. Kabakulak hastalığının ortaya çıkması sırasında sıklıkla görülen belirtiler ise
Hastalık belirtileri görülmeye başladığı andan itibaren tükürük bezleri oldukça şişer ve dışardan bakıldığında fark edilir bir hal almaya başlar. Hastalık kişide besinleri çiğnerken zorlanmasına sebep olurken aynı zamandaki ağız kuruluğuna da neden olmaktadır. Eğer bu belirtileri siz ya da çocuğunuzun yaşadığını düşünüyorsanız ihmal etmeden en hızlı şekilde Üsküdar Özel Hürrem Hastanesi doktorlarına muayene olabilir ve hastalığın seyri hakkında bilgi alarak tedaviye başlayabilirsiniz.
Kabakulak virüsünün bulaşabilmesi için konak sağlayabildiği tek canlı insandır. Bu nedenle de kişiden kişiye bulaşma hızlı olmaktadır. Virüs vücuda girdiği andan itibaren solunum yollarının iç yüzeyinde yer alan hücrelerde hızla çoğalma başlar ve bu şekilde bez dokuları ve sinir hücrelerine saldırarak burada yer edinir. Böylelikle virüs artık güçlü olduğu bu bölgede bulaşıcılık göstermek için hazır duruma gelmektedir.
Özellikle çocukların birlikte vakit geçirdiği okul, kreş, park gibi toplu yaşam alanlarında hastalığın yayılma oranı oldukça yüksektir. Kişinin enfeksiyonlara duyarlı olmaması ise hastalığın bulaşma riskini arttırmaktadır. Bu nedenle de hasta olan bireyler en az 9 gün boyunca etrafındaki diğer kişilerle temastan uzak tutulmalı ve uygulanacak yöntemler ile bağışıklığı güçlendirilmelidir. Kabakulak hastalığının sıklıkla bulaşma yolları;
Kabakulak tanısı için kişinin boğazdan yüze geçiş bölgesinde yaşanan şişliğin görülmesi yeterli olsa da bir doktor muayenesi ile kesinleştirilmesinde fayda vardır. Öncelikle doktor kişinin yüz bölgesinde bir şişlik olup olmadığını kontrol eder ve ardından ateşi kontrol edilerek sağlık durumu hakkında bilgi edinir. Doktor tarafından yapılan fiziki muayene sonrası ihtiyaç duyulması halinde çeşitli laboratuvar testleri de yapılabilmektedir. Tükürük, kan ya da idrar testleri ile de hastalığın teşhisini koymak mümkündür.
Kabakulak hastalığının bir tedavisi olmamakla birlikte viral bir hastalık olduğu için sanılanın aksine antibiyotik tedavisine de cevap vermez. Basit ağrı kesici ve ateş düşürücüler bütün virüs kaynaklı hastalıklarda olduğu gibi oluşabilecek ateşi düşürmek amaçlı kullanılmaktadır. Bunun dışında uygulanabilecek yöntemler;
Kabakulak geçiren hasta en az 9 gün süre ile okul ve iş yeri gibi toplu alanlardan uzak tutulmalıdır. Hasta kişi istirahat edip iyi ve sağlıklı beslendiği sürece hastalık bünyede en fazla 5 gün kadar barınabilecek ve vücut diğer virüs kaynaklı hastalıklarda olduğu gibi iyileşme gösterecektir. Tedavi hastanın durumuna ve şikayetlerine göre birçok şekilde düzenlenebilir. 1 hafta 10 gün içinde hastalığın düzelmesi beklenir.
Kabakulak hastalığının oluşmasını engelleyen antikorlar doğum öncesinde plasenta aracılığı ile bebeğe geçtiği için bebeklerde kabakulak görülme ihtimali çok nadirdir. Kabakulak hastalığından korunmanın ise sadece tek bir yolu vardır ve o da kabakulak geçirmeden önce mutlaka aşılı olmaktır.
Kabakulak aşısı çocuklarda doğumundan sonraki 12. Ayın sonunda ve ilkokul birinci sınıfta uygulanmaktadır. Üçlü aşı ya da 3K aşısı da denilen bu aşı kişiyi kızamık, kızamıkçık ve kabakulak hastalıklarına karşı korur.
Hastalığa yakalandıktan sonra aşı yaptırmanın hiçbir faydası olmayacaktır. O nedenle kişilerin çocukluk çağında aşı olmasına mutlaka özen gösterilmelidir.
Her bireyde olduğu gibi bebeklerde de kabakulak hastalığı tükürük bezlerinin şişmesi ile birlikte boğaz ve yanak bölgesinde oluşan şişlik ile anlaşılmaktadır.
Kabakulak hastalığını bir kere geçiren kişilerin bünyesi bu hastalığa karşı bağışıklık kazanacağı için bir daha geçirmezler.
Kabakulak genelde çift bölgenin de şişerek yutkunma gibi aktiviteleri kısıtlamasına neden olmaktadır. Fakat bazı kişilerde tek tarafta da enfeksiyon gelişebilmektedir.
Yetişkinlerde kabakulak çocuklara göre daha ağır ve ağrılı geçebilmektedir. Bu nedenle istirahat çok önemli olmakla birlikte bol sıvı tüketimi, ağrılı bölgeye buz paketleri tutularak rahatlatılması ve ılık tuzlu su çözeltisi ile yapılacak gargara işlemleri ağrıları hafifletmeye yardımcı olabilmektedir.
Kabakulak enfeksiyonu sırasında kişi ve çocukların banyo yapmasında sakınca yoktur. Hatta ılık bir duş ateşin düşmesinde etkili olabilmektedir.